Seçimleri kazanması beklenen otokratlardan önce Trump gitti, sonra da Netanyahu.
Her ikisi de iktidardan düşünce, sokaklarda kutlamalar oldu. Baskıcı, üstten bakan, ötekileştiren liderlerin gitmesinin halkta yarattığı etki sokaklara taştı.
Halklar başarılarını, yani demokrasi yoluyla baskıcı liderlerden kurtulmayı, doya doya kutladılar. Egemenliği yeniden eline alan halklar, demokrasiyi taçlandırmaya başladılar.
ABD’de başlayan dönüşüm, Ortadoğu’ya sirayet etti.
Dünya, koşar adım yeni bir iki kutuplu düzene doğru gidiyor.
Demokratik ve otokratik kutuplar.
Ya demokrasi etkinleşecek, halklar otokratik yönetimleri demokrasi yoluyla değiştirecek ve demokratik dünyanın asil üyesi olacaklar; ya da otokratik rejimleri değiştiremeyecek ve ikinci sınıf ülke konumunda kalacaklar.
Artık yeni dünya düzeni bu.
Sıcak savaşın iki kazananı ABD ve SSCB, soğuk savaş döneminde birbirlerine güç gösterip durdular. Soğuk savaşın 1991’de bitimiyle komünizm, kapitalizm kavgası da bitmiş oldu, sonrasında günümüze dek yaşanan çok kutupluluk, ABD’nin çıkarlarına aykırı olmaya başladı. ABD’nin tercihi, ne tek ne de çok kutuplu düzen oldu. Tek kutuplu düzende, rakip ve düşman kalmaması da, çok kutuplu düzende rakip ve düşmanların çoğalması da ABD’nin çıkarlarına uymuyordu. O yüzden, Covit’in yarattığı ekonomik etkiyle dünya düzeni yeniden dönüştürülmeye başlandı.
Artık yeniden iki kutup oluşturuluyor. ABD’nin, kendi çıkarlarını gerçekleştirmesi ne çok, ne de tek kutuplu dünya düzeninde kolay değil. İki kutupluluk ise her zaman ABD’nin lehine bir durum.
Bu amaç doğrultusunda yandaşlarını konsolide ve diğerlerini ötekileştirme politikaları hızla devam edecek gibi gözüküyor.
“Ya demokratsın, ya da otokrat” olarak kutuplar belirginleşiyor.
Tarafını seç düzeni, git gide ortaya çıkmaya başlıyor.
“Demokratsan, demokratlığının gereğini yap, yok değilsen o zaman otokratlarla birliktesin, yaptırımlara, cezalara hazır ol!” deniyor.
Demokrat Biden, tüm dünya için demokratlıkla ilgili ağırlığını koymaya başlıyor. Biden bu demokratlık kavramını ABD’nin geçmişte yanlış olarak uyguladığı gibi sadece ABD’nin çıkarları için mi kullanacak, yoksa hatalardan ders almış şekilde dünyaya gerçek bir demokrasi ivmesi mi kazandıracak göreceğiz.
Önce Trump, sonra Netanyahu. Bakalım Netanyahu’dan sonra sıra kime gelecek, onu da yakında göreceğiz.
