Ana Sayfa

berlinturkbanner

berlinturkbanner

Dr. Ersoy Önder

Dr. Ersoy Önder  |  BERLİN

ersoyonder@gau.edu.tr

YAZARIN TÜM YAZILARI

Yetkili Sorumsuzluk Sistemi

Türkiye, siyasi literatüre girecek yeniliklerine devam ediyor. 

Önce “Türk tipi başkanlık sistemi” diye yeni bir yönetim şekli bulduk.

Öğrencilerimiz soruyorlar nasıl bir sistem bu diye, biz de anlatmaya çalışıyoruz.

“ Başkanlık değil” diyoruz, “yarı başkanlık mı?” diye soruyorlar, “yok o da değil” diyoruz, “parlementer sistem mi yoksa?” diyorlar “yok yok, o hiç değil zaten” diye söylüyoruz bir şeyler dilimiz döndüğünce; “işte seçilmiş bir başkan var, yani Cumhurbaşkanı, milletin birlik ve beraberliğinden sorumlu, partiler üstü, tarafsızlık yeminiyle göreve başlayan ama öyle sembolik değil, yürütmenin de başı o, yani tüm yetki onda, Başbakan gibi, bakanları, hakimleri, rektörleri, generalleri aklınıza gelebilecek tüm bürokratları o atıyor, ama aynı zamanda bu başkan partisinin genel başkanlığına da devam ediyor.”

Durum bu değil mi? Bu.

Bizimkiler iyi-kötü anlıyorlar durumu, ne de olsa çoğu başka bir lider, başka bir yönetim görmediler hayatlarında. Yabancı öğrencilerin gözlerinden ise dumura uğradıklarını anlıyorsunuz, şaşkınlık içinde çözmeye çalışıyorlar durumu, ama nafile, çözemiyorlar tabii. 

Öğrencilerin, “ Peki, tüm yetkileri elinde tutan başkanın kontrol ve denetlenmesi nasıl oluyor?”sorularına kem, küm edip, tam olarak cevap veremeyince, iyice afallıyorlar, e haksız da değiller yani. 

Gara operasyonu sonrası yaşananlar, tartışmalar ve politik hakaretler de, dünya siyasi literatürüne, tıpkı Türk tipi başkanlık sistemi gibi, yeni katkılar sağlayabilecek nitelikte. 

Siyaseten nevi şahsına münhasır bir ülkeyiz vesselam. 

Düşünsenize öyle güzel bir yönetim sistemi keşfetti ki Türkiye, yönetimin yetkisi çok ama sorumluluğu yok, yetkisi olmayanların ise sorumluluğu var, yöneticiler için muhteşem bir sistem.

Mesela; şehit mi veriyorsunuz hain bölücü terör örgütü yüzünden, yöneticiler sorumsuz, sorumlu terör örgütü ve muhalefet.

Mesela; darbe kalkışması mı oluyor hain dinci terör örgütü yüzünden, yöneticiler sorumsuz, sorumlu yine terör örgütü ve tabii ki muhalefet.

Mesela; halk geçim sıkıntısından inim inim mi inliyor, yöneticiler yine sorumsuz, sorumlu dış güçler, faiz lobisi ve bittabi muhalefet.

Bu yönetim şeklinde, kötü ne olursa olsun, ne yaşanırsa yaşansın, sorumlu muhalefet, sorumsuz iktidar; iyi ve başarılı ne olursa ve ne yaşanırsa sorumlu iktidar, sorumsuz muhalefet. 

İşte, yetkili sorumsuzluk bu. 

Gara operasyonunda tartışılan kavramları da bu bağlamda değerlendirmek lazım. Bu operasyonda suçlu kim, hatalı kim, sorumlu kim? Hepsi farklı farklı.

Suçlu, elbette bölücü terör örgütü yani PKK ve onu destekleyen iç ve dış dinamiklerdir. Devlet; askeri, polisi, istihbaratı, siyasetçisi ve bürokrasisi ile var gücüyle bu suçlularla mücadele etmelidir. Burada en ufak bir tereddütümüz yok.

Peki hatalı kim? Bu kurtarma operasyonunu normal bir operasyonmuş gibi planlayanlar, hatalıdır. Çünkü, bu bir personel kurtarma operasyonu ise, bunun maksatı personelin canlı kurtarılması olmalıdır. Bu maksata, davulla, zurnayla, emare vererek ulaşamazsınız. Dolayısıyla, maalesef vatandaşlarımız canlı kurtarılamamış ve harekatın bu bölümünde başarısız olunmuştur. Bu başarısızlığın sebebi, harekatın maksadının personelin kurtarılması yerine, teröristlerin etkisiz hale getirilmesi şeklinde belirlenmiş olmasıdır. Maksatın yanlış belirlenmesi sebebiyle, önce hava kuvvetleri kullanılmıştır ki, bu büyük bir taktiksel hatadır. 

Peki gelelim sorumluya. Bu operasyonun yapılmasının emrini veren kimse, sorumluluk onundur. Çünkü başarı neticesinde kim askeri ve siyaseten nemalanacaksa, başarısızlık neticesinde de hesabı o vermelidir. Tümden devlet sorumluluğu, kabul edilebilir bir olgu değildir. Yetki devredilir, ama sorumluluk devredilmez.

İşte, Türkiye’nin yeni keşfettiği yetkili sorumsuzluk sisteminde, sorumsuzluk sahiplenilir, yetki devredilmez, sorumluluk ise devamlı başkalarına devredilir. 

Ezcümle; bu sistem, yöneticiler için biçilmiş kaftandır. Siyasi literatüre, Türk milletinin referandumu ile sokulan bu siyasi sistemin gelecekte nasıl şekilleneceğine ise yine Türk milleti, önümüzdeki ilk seçimdeki tercihiyle karar verecektir.