Ana Sayfa

berlinturkbanner

berlinturkbanner

SEMİR BOLAT

SEMİR BOLAT  |  BERLIN

semir_bolat@hotmail.com

YAZARIN TÜM YAZILARI

DÜNYA GÜNÜ, ARI GÜNÜ VE PANDEMİ

DÜNYA GÜNÜ,  ARI GÜNÜ VE PANDEMİ

Ne, ilginç bir tesadüftür.

Ne garip bir gündür.

Bu gün 22 NİSAN 2020 DÜNYA GÜNÜ’ nün 50 yıl dönümü.

Aynı zamanda DÜNYA ARI GÜNÜ’ dür.

Hepimizin varlığı ve ‘öncelimizden sonelimize’ kadar tüm insanların ve canlıların yuvasıdır DÜNYA.

Ancak hepimizin varlığının temeli olan DÜNYA bir günlük hatırlanma anama ve onunla ilgili çalışmalar yapmak onun için yeterli olmadığı gibi bir ‘züğürt tesellisi’ ve vefasızlığın ‘daniskasından’ başka bir şey değildir.

Onun bütün zenginliğini yok ederek aslında kendi sonumuzu da getirmekte olduğumuzu her gün biraz daha anlıyoruz.

Binlerce endemik ve pandemik bitki ve canlının parmakla sayılacak kadar kalması ve diğerlerinin fosil veya varsa fotoğraflar ile son kalanların bir kısmı hayvanat bahçesi ile botanik bahçelerde korunarak çocuklarımıza ve onlardan sonraki kuşaklara bırakmanın aymazlığı içindeyiz.

Kestiğimizi ekmeyen avladığımız yâda öldürdüğümüzü ‘çoğalma ve yaşama zamanında’ bile safari ve av partileri ile ihtiyaç fazlasını acımasızca katleden bir türümüz var. Nadasa bırakmamak için zehir ve kimyasal kullanarak hem bitki hem de hayvanların ölümüne yol açtığımız gibi onların yaşama alanlarını da daraltarak zamanla bizim yaşama alanlarımız ve en sonunda kendi vücudumuz da çoğalan virüs ve bakterilerden kırılıyoruz. Ardından da birbirimizi suçluyoruz. Varlığımızı korumak içinde ilaç aşı ve kimyasallara yâda maske ventiletör oksijen cihazları ile sağlık giderlerine kazandığımızdan çok fazlası olan ‘canımızla’ ödüyoruz.

Gelelim ARILARA.

‘Arılar Yok Olursa, İnsanların Yalnızca Dört Yıl Ömrü Kalır’ demişti ünlü bilim adamı ve dahi Albert Einstein. Arılar dünyada mevcut olan bitkilerin yüzde 85 inden fazlasının tohumlanma ve tozlaşma yoluyla gördüğü doğal görevle insanoğlundan beş kuruş para almadığı gibi ona dünyanın en değerli, sağlıklı ve tatlı besini olan BALI’nı sunarak adeta onun yapmış olduklarını ibret vererek cezalandırmaktadır. Arıların besin olarak yabani ve ekilen bütün çiçekli bitkilerin endemik ve pandemik yerel ulusal ile uluslar arası sınır tanımadan yapmış olduğu bu doğal görevle hem çiçeklerin meyve veren ağaç sebze meyve ve güzelim kokan bitkilerle yaşamın her alanda ki zenginliğinin garantisi ve teminatı olarak şu ana kadar görevini yapmaktadır. Ama son zamanlarda yine onların yaşama alanlarını daraltarak ve doğal yaşama alanların dışında yaşamak zorunda bırakmamızdan toplu olarak ölmekteler. Hata bazıları bu zorlamalar karşısında kendi doğal alanlarının dışına çıkarılmalarından dolayı protesto eder gibi adeta intihar etikleri görülmektedir. Bunun içindir ki artık doğal BAL bulunamaz oldu.

Balın sahtesini de yaparak onun ‘ekstre özünden’ şeker fiyatına ballar piyasada satılır ve insan yaşamına zehir olarak sunulmaya başlandı.

Bütün bunlar ne gariptir ki ibret olsun diye ‘KÖR PARMAĞIM GÖZÜNE’ dercesine gös te re göstere DÜNYA PANDEMİ İLE BOĞUŞUYOR. Yukarıda anlattığımız sebeplerden benzer nedenlerle yaşama alanı bulamayan canlılar, azalmaya yâda yok olmaya başladığı zaman onların bünyelerinde yaşayan virüsler yeni yaşama alanları ararlar. Bu arayış yeni mutasyon ortamı bulmak için insan bünyesini seçer. Bu sebepten dolayı İspanyol gribinden 50 milyondan fazla insan ölmüştür. Veba, Kolera, Sıtma, Boğmaca, Kızamık, Çiçek, Dizanteri, Domuz Gribi, Kuş Gribi, AIDS, SARS, MARS derken nur topu gibi CORONA ile tanıştık. Hem de ne tanışma onun bizi sarmasından dolayı birbirimize bırakın sarılmayı 2 metreden öteye birbirimize yaklaşamaz olduk. Üstelik bu son PANDEMİ ile boğuşmanın ne kadar süreceği ve bizleri nelerin beklediğini de çeşitli rivayetlerden ve çelişkili açıklamalardan ve yine insanoğlunun bitmez tükenmez hırs ve çıkarlarını düşünmekten dolayı kontrolsüz bir kavganın içindeyiz. Uçuruma doğru sürüklenmekteyiz. Tabi ki fedakârca çaba sarf eden bilim adamı Hipokrat yemini etmiş olan doktor ve ölesiye çaba sarf eden sağlık görevlileri her dönemde olduğu gibi ağır bedeller ödeyerek canlarını dişlerine takarak hata bazen da hastalarını yaşatmak için canlarını vermekteler. Ama diğer taraftan fırsatı ganimete çevirmek isteyen malzemelerden, bağışlardan, yağmalamalardan ile bulunacak aşılardan ilaçlardan cihazlardan köşeyi dönmenin hesaplarını yapanları da tarih bir kez daha ders verircesine gösterecektir.

Evet, çok garip bir gün bu gündeyiz.

Bir taraftan Dünyanın Endemik, Pandemik Zenginliği DOĞAL GELİŞMENİN temsilcileri bilimsel kahramanları emeğin temsilcileri Hipokrat yemini ve sağlığın sürekliliği için can veren ARILAR, DOKTORLAR, BİLİM ADAMLARI, İNSANLAR.

Diğer taraftan Endemik İMKANSIZLIK ve PANDEMİ KONTROLSÜZ doyumsuzların SANAL SANAYİ hırsından doğan bitki canlı doğa ve ekolojik dengenin bozulmasına kendilerine kar ve sermaye kazandırdığı için steril ortamdan Sırça köşklerden iştahla sermaye ve çıkarlarını düşünen CORONA, SERMAYEDARLAR, FIRSATÇILAR, ROBOKOPLAŞMIŞ İNSANIMSILAR

DÜNYA GÜNÜ KUTLU OLSUN.

Ya dijital DÜNYA!!

DÜNYA ARI GÜNÜ KUTLU OLSUN.

Ya CORONA!!!

Son söz sizindir.

Ama yinede sizleri böyle bir ümitsizliğin içinde bırakmamak için bir moral olsun diye hatırlatmak isterim ki, Bu gün 22.NİSAN 2020 Yani uluslar arası umudumuz ve geleceğimiz olan çocuklarımızın bayramının AREFESİDİR.

YÜZÜNCÜ YILIDIR.

Umarım onlar bu tarihi yaşanılır kılarlar. Kalın Sağlıcakla.