24.10.2025
Onlar (emperyalistler) hiç kaybetmediler! Sadece kârdan zarar ettiler! Cumhuriyet'in ilk yıllarında bir süre sömüremediler. Bunun için de çok kızdılar! Ceplerine koydukları sömürgeci taleplerini günü gelince misliyle önümüze koydular! Koymaya da devam ediyorlar.
Sömürgeciler hep kazanan taraf olmuştur! Güncel gelişmelere baktığımızda sömürgeciler kendi aralarında çatışır gibi görünse de birbirlerini yemezler!
Yani aslanların kendi arasındaki güç mücadelesidir bu sözde çatışmaları! Ancak bir zebra gördüklerinde birlikte koşarlar avın üzerine!
04.10.2025
''ABD Başkanı Trump, Hamas'ın, Gazze'de ateşkes planına verdiği yanıta ilişkin sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı.Trump, açıklamasında, "Hamas tarafından az önce yapılan açıklamaya dayanarak, onların kalıcı bir barışa hazır olduklarına inanıyorum. İsrail, Gazze’ye yönelik bombardımanı derhal durdurmalı ki esirleri hızlı ve güvenli bir şekilde çıkarabilelim." ifadelerini kullandı.''
Peki sonra ne oldu? İsrail, ABD Başkanı Donald Trump’ın "Gazze’ye yönelik saldırıları derhal durdurun" çağrısına rağmen İsrail saldırılarını gece boyunca sürdürdü.
21.08.2025
Türkiye'deki insanların bir bölümü ve Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışında yerleşik Türkler ile Cumhuriyet dostları karamsar son dönemlerde.
Aklı başında insanlar bile gidişatın hiç de iyi olmadığını ve Cumhuriyet ile tüm değerlerinin ciddi bir tehdit altında olduğunu söyler oldu.
Özellikle ''Terörsüz Türkiye'' sloganı ile yürütülen sürecin üniter devletin masa başında farklı bir modele dönüşümü için meşru bir zemin oluşturmasından endişe duyan kesimler giderek artmakta...
19.07.2025
Türkiye'de ve Avrupa'da yaşayan insanlarımızın sıkça kullandıkları '' hayatımı yazsam roman olurdu'' sözü aslında bir deyişten çok fazla anlam içermekte. Eğer yazılsa veya kayda alınsa herkesin hayatı bir roman olabilirdi. Hatta kurgulanmış edebi eserlerin yanında gerçekliği ile daha da etkili bir çalışma olurdu.
14.06.2025
Savaş, soykırım ve çatışma bölgelerinde saldırılara maruz kalan toplumlarda kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve engelliler bozulan düzenden diğer gruplara göre çok daha fazla olumsuz etkilenmekteler.
20.05.2025
Müzik dünyasının bas bariton sesi Attila Atasoy 1972 yılında şarkıcı olarak kitlelerle buluştu ama asıl şöhreti 1975 yılında katıldığı Eurovision Türkiye Finallerinde kalan "Dilenci" adlı şarkısı ile yakaladı. 1975 yılında dönemin tanınmış dergisi HEY onu "yılın ümit veren" sanatçısı seçti. Attila Atasoy yetmişli yılların ikinci yarısında ardı ardına hit plaklar yayınladı. 1975 yılının hit olan şarkılarından olan "Haberler'' in nakarat bölümünde;
''Söyle şimdi nasıl haberler haberler
İyi mi kötü mü haberler haberler ''
03.05.2025
Daha iyi bir dünya için tren bileti!
Öyle bir tren hiç olmadı! Olsun diyenleri de yok ettiler!
Gözlerini kan bürümüş bir avuç seçilmiş(!); Orta Doğunun, Afrika’nın kara gözlü çocuklarını,
Asyanın çekik gözlü çocuklarını, Avrupa’nın mavi gözlü çocuklarını ya katletti ya da gözleri yaşlı yetim veya öksüz bıraktı!
Çocukların laneti çöktü kürenin üzerine! Lanetle dönen kürede “daha iyi bir Dünya yok” dediler çocuklara!
28.03.2025
Birkaç ay önce andım Almanya'daki 35. yılımı.
Cahit Sıtkı Tarancı “Otuz Beş Yaş” şiirinde ömrün 35. yaşını ömrün ortası olarak tasvir ediyordu. Halbuki ben Almanya'ya geldiğimde otuz yaşındaydım ve bıyıklarım da vardı.
Cahit Sıtkı’nın şiirinden söz edip, ''Otuz Beş Yaş'’ı kısaca hatırlatmadan olmaz!
Ne diyordu şair;
''Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.''
22.03.2025
Yazılı ve görsel medya küreselleşmeyle birlikte hem teknolojik hem de içerik olarak önemli değişiklikler gösterdi. Teknolojik değişim, dijitalleşmenin gelişimi ile her yıl artarak devam etmekte ve kağıt gazeteler neredeyse tarihe karışmak üzeredir. Görsel ve işitsel araçlar ise televizyon ve klasik radyo kanallarından farklı ortamlar üzerinden sunulur ve takip edilir duruma gelmiştir.
08.03.2025
8 Mart 1857'de yaşanan katliam! ''8 Mart 1857 günü New York’ta bulunan bir dokuma fabrikasında çalışan 40 bin işçi, günlük 16 saatlik iş yükünün 10 saate indirilmesi ve ücretlerde artış yapılması talebiyle bir grev başlattı. Örgütleyen kadınlardı ve bu güne dek yapılmış en büyük kadın eylemlerinden biriydi. Elbette polis eyleme müdahale etti. Uzun bir hengamenin sonunda, patronların da desteği ile binlerce işçi fabrikaya kilitlendi. O sırada beklenmedik bir an yaşandı ve etrafı alevler sardı. Çıkan yangında kilitli kalan işçilerin 129’u yanarak can vermişti.